EN

TEKNE TATİLİ ROTALARI: GÖCEK KOYLARI

Göcek, şüphesiz Türkiye’nin Bodrum’la birlikte en çok bilinen tatil beldelerinden biri. Her iki belde de ülkemizdeki teknecilik merkezlerinden olsa da bu konuda Göcek biraz daha öne çıkıyor. Bodrum’un büyük bir yarımada şeklindeki coğrafi yapısının ev sahipliği yaptığı ve bir bakıma hepsi de ayrı merkezler hâlini almış pek çok koya karadan da ulaşılabilirken, Göcek koyları, daha bakir yapıları ve buralara karadan ulaşmanın nispeten daha zor olduğu ya da hiç olmadığı için daha çok tekneyle keşfedilmeye uygunlar.

Ayrıca doğal ve tarihî zenginlikleriyle de büyüleyici güzellikler sunan Göcek koylarının bu özel durumu, Fethiye ilçesinin bu sevimli “mahalle”sini bir yatçılık merkezi hâline getiriyor. Gönlünü denize kaptırmış tekneciler; sıcacık güneşin altında parıldayan turkuvaz rengi suların tadını çıkarmak, bin yıllar öncesindeki medeniyetlerin ayak izlerini takip edebildikleri coğrafyada kadim uygarlıklarla aynı havayı solumak, yeşille mavinin iç içe geçtiği korunaklı koylarda huzuru bulmak için yılın 10 ayı Göcek’i dolduruyor.

Göcek Neden Tercih Ediliyor?

Teknecilerin bu rağbeti, Göcek’in de zaman içinde hâliyle teken odaklı bir yerleşim yerine evrilmesi sonucunu doğuruyor. Göcek merkez ve koyların çok büyük bir kısmı, sadece teknecilere özel ve dünyanın diğer bölgelerinde rastlanılması çok zor olanaklar sunuyor. Koyları gezen yüzer süpermarketler, tekneye kahve servisi, sabahları bordanıza yanaşan kayıklardan alabileceğiniz taze ekmekler ve diğer hamur işleri, akşam alargadayken ya da kıçtan kara yapmışken bir telefonunuzla havuzluğunuza gelen mezeler… Göcek’te marketten kafeye kadar birçok hizmet, koydaki teknelere kadar ulaşıyor. Buraya gelen bir tekne fiyatları standart olan pek çok marketten kumanya alışverişi yapabiliyor. Göcek, tamamıyla teknecilerin keyfi ve konforu için benzersiz çözümlerle farklılaşan kendine münhasır bir tekne cenneti. Sadece kendi tekneleriyle gelenler değil; yelkenli tekne kiralayanlar da Göcek koylarını dolduruyor.

Göcek Korunaklı Deniz Sunuyor

Akdeniz'i Ege’yle buluşturan Göcek’in korunaklı iç denizi, her mevsim konforlu tekne seyrine olanak sağlarken, tonozları, bağlama yerleri, limanlarıyla da tekne sahiplerini şımartıyor. Hâlâ bakir kalan koylarında mahremiyetine önem verenleri ağırlayan körfez, genelde kum olan yapısıyla da iyi demir tutarak tekneciler için güvenli mevkiler arasında yer alıyor. 

Biz de Göcek’in birbirinden güzel koylarını, buralara nasıl gideceğinizi, her koyun dikkat edilmesi gereken noktalarını, bağlama yerlerini ve öne çıkan yeme içme seçeneklerini sizler için derledik.

Göbün Koyu

Göbün Koyu, Küçükkapıdağı Yarımadası ile Domuz Adası arasında yer alan Dar Boğaz’ın kuzey kıyısında bulunuyor. Göcek çevresindeki koyların en iyi korunak sağlayan koyu olması ve Dalaman Havaalanı’na çok yakın konumu dolayısıyla epeyce popüler. Yalnızca kuzey yönüne açık olan L şeklindeki koy girişi uzaktan pek belli olmuyor. Bu yüzden karaya güney yönünde  300 metre giriş yapan koy girişini bulmak için batı taraftaki tepede görülen Türk bayrağı kerteriz alınabilir. Koyun en dar yerinde genişlik 60 metreye kadar iniyor. Kapı Koyu da denilen Göbün girişinde 30-40 metreleri bulan derinlik, ortalara doğru 5-7 metreye; dip noktalarında ise iyice sığlaşarak 1-2 metreye kadar düşüyor. Koy dâhilinde yeterli manevra alanı bulunmadığı için büyük yatların ziyaretine uygunluk göstermeyen koyun etrafı çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrili.

Demir Yeri: Doğu tarafında ve güney kıyılarında 40 ila 50 teknenin bağlanabileceği tonozlu ahşap bir rıhtım ve iskele bulunuyor. Dip yapısı taşlık olduğu için baştan kara girmek daha sağlıklı olur.

Mutlaka Görün: Yavansu ve Kurşunlu koylarının yanı sıra güneydeki iskelenin içlerine doğru yarı batık hâlde bulunan antik kalıntıları ve uzun yıllardır koyda hizmet veren Göbün Restoran’ı mutlaka ziyaret edin.

Tersane Koyu

Tersane Adası; Göcek ve Fethiye Körfezi’nin en büyük adası olarak biliniyor. Adanın kuzeybatı köşesinde uzaktan görülmeyen ama yaklaşınca fark edilen Tersane Koyu da Göcek’in en korunaklı koylarından biri. Koyun adı, bölgenin Likya döneminde gemi inşa alanı plmasından geliyor. Koy, iki dik yamaç arasında kaldığından giriş,  80-100 metre eninde bir kanaldan yapılıyor. Kanal boyunca derinlik 20 metrelerde seyrederken, koyun içlerinde 5 ila 10 metre oluyor. Dip, kum ve yosun ; sahil kısmıysa sığ ve taşlık. Güneybatı köşesindeki girinti ve doğu kısmında da derinlik, yarıdan sonra iki metrenin altına düşüyor. Koyun batı yakası ve ortaya kadar kuzey yakası derin. Keçileriyle meşhur Tersane Adası’nda ağustos ayı kekik ve adaçayı toplamak için en uygun zaman. Yazın günübirlik tekneler dolayısıyla kalabalıklaşan koy, diğer mevsimlerde huzurlu bir sükûnet sunuyor.

Demir Yeri: Her mevsim barınmak için uygun olan koyda 1983’ten beri hizmet veren Tersane Adası Restaurant’ın önündeki taş iskeleye yanaşabilirsiniz.

Mutlaka Görün: Harnup ağaçlarıyla muhteşem bir manzara sunan koyda, Kekova Batık Şehri’nin başlangıcını gösteren Bizans kilisesi ve tarihî kalıntılar mutlaka görülmeli.

Manastır Koyu

İç denizden lodos yönünde kıyıya giren iki yan yana koyun bütünü olarak da sayılan bu bölge, güneyde Hamam, kuzeyde Manastır koyundan oluşuyor. 2000’lerin başından beri ise iki koyun tamamı Manastır olarak biliniyor. Bazı rehber kitaplarda ise Kapı Koyu olarak geçtiğini hatırlatmakta yarar var. Hamam tarafının su içindeki tarihî kalıntılarının yanı sıra koyun üzerini örten çam ağaçları ve pırıl pırıl deniziyle eşsiz bir manzaraya sahip. Tepelerinden sert meltem alan bu bölgede yaygın olarak deniz çayırları bulunuyor. Deniz, kıyıdan itibaren hızla derinleşiyor ve dibi kayalık.  Hâliyle sezonda bu tonozları boş bulmak, gezi tekneleri dolayısıyla zorlaşıyor. Koyun keyfini sürmek istiyorsanız sabah çok erken ya da akşamüstü gitmenizde fayda var. İnce bir burunla Hamam’dan ayrılan kuzey tarafı, yani Manastır (Akbük) Koyu ise amatör denizciler için mükemmel bir demirleme noktası.

Demir Yeri: Hamam tarafında şamandıralarla belirlenmiş tonozlar dışında demirlemek yasak. Manastır Koyu’nun kuzey kıyısında yer alan tesisin yüzer iskelelerine ise 30’a yakın tekne bağlanabiliyor.

Mutlaka Görün: Hamam tarafının su içindeki tarihî kalıntıları, tüm koyun üzerini örten çam ağaçları ve pırıl pırıl denizinin yanı sıra tepelere doğru yüründüğünde arkadaki Gökgemile Limanı’nı ve açık denizi izlemek mümkün. 

Sarsala Koyu

Dalaman Havalimanı’na 16 kilometrelik mesafesiyle körfezin en popüler koylarından biri olan Sarsala, upuzun çakıl bir plaj ve içerilere doğru giren ağaçlık ovasıyla geniş bir alana yayılıyor. Kuzeyde Martin Burnu, güneyde ise Boz Burun arasında kalan bu geniş koyda plaj bittikten sonra her iki yanı da bağlanmaya müsait bir küçük koy, güney yönde giriyor. Batısında derinlik 15, doğusunda ise 20 metre civarı. Korunaklı bir koy olsa da büyük tekneler için plajın önünde demirlemeleri, geniş koyda alargada kalmaları öneriliyor. Koyun güney kıyısı ortalarında bulunan Küçük Sarsala ise güzel bir yemek sonunda sürpriz bir şekilde ikram edilmiş harika bir tatlı gibi. Bu şirin koyun her iki kıyısında da kıçtan kara bağlanmak mümkün. Çam ağaçlarının kapladığı Küçük Sarsala’da 1993’ten beri hizmet veren Sarsala Restaurant’ın önünde de tonozlu bir iskele bulunuyor. Birçok ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz tesis, Nisan-Kasım ayları arasında açık. Bu koyun hemen doğusundaki Bozkoy ise Sarsala’nın kalabalığından kaçanları kucaklamaya müsait. Göcek’in en sakin noktalarından biri olan Bozkoy, özellikle mahremiyet arayan guletlerin tercihi oluyor. Sarsala Koyu da diğer Göcek koyları gibi sadece su üzerinde değil, karada da olağanüstü bir doğa zenginliği sunuyor.

Demir Yeri: Sarsala Koyu’nun geneli demir atmak için; Küçük Sarsala’nın her iki kıyısı da kıçtan kara bağlanmak için elverişli. Ayrıca buradaki Sarsala Restaurant önünde de 35 teknenin bağlanabildiği tonozlu bir iskele bulunuyor.

Mutlaka Görün: Sarsala Koyu’nun sahiline gelen yol, tepeden sonra arkadaki ovaya inerek Kocagöl’ün kenarından Dalaman’a kadar ulaşıyor. Uzun yürüyüş sevenler için ideal.

Kargılık Koyu

Kargılık Koyu, matruşka gibi içinden yeni koylar çıkaran, hem denizde hem de karada farklı durak noktaları sunan koca bir koy aslında. Boynuzbükü ile Göcek Marina arasında kalan beş koyun bütünü Kargılık olarak geçse de her küçük koy da kendi içinde bir cennet sunuyor. Boynuzbükü’nün kuzeyinde bir at başı gibi duran girintideki ilk koy, atın burnuna benzetildiğinden Atbükü Koyu adını almış. Oldukça sakin bu koyun iki yamacını da muhteşem bir çam ormanı kaplıyor. 20-25 metre derinliğindeki su, koyun sonuna doğru 10-15 metrelere düşüyor. Melteme korunaklı olması dolayısıyla her iki yakası da bağlanmaya müsait. At başının kulak kısmına benzetilen koy ise Kargılıbük. Güneye açık; ancak, fazla rüzgâr almıyor. Koydaki mütevazı tesis, sakin bir kara akşamı geçirmek istediğinizde sizi leziz yemeklerle karşılıyor. Kargılıbük’ün kuzey kıyısını oluşturan sualtı kayalıklarıyla ünlü Topburun’un hemen ardında ise Günlüklü Koyu bulunuyor. Kimilerinin Günlüklük de dediği bu koy, adını dünyada ender görülen günlük (sığla) ağaçlarından alıyor. Özellikle gündoğumu ve günbatımlarında koya yayılan kokunun tek sorumlusu, bu güzel ağaçlar. Batı istikametinde 300 metre içeri giren bu koy, çakıl taşlı plajında günübirlikçileri ağırlıyor. Günlüklük’ün tam karşısında bulunan Osman Ağa Koyu da tekneciler için bir diğer durak noktası. İsmini tepesindeki Osman Ağa Kaynak Suyu’ndan alan ve kumsalındaki çeşmesiyle ünlü koy, güneye açık bir yerleşkeye sahip. Bu koyun kuzey yamacını oluşturan İnce Burun’un hemen ardında ise tekneciler arasında bir hayli popüler olan Eğri Çam Limanı bulunuyor. Batılı ve güneyli havalara kapalı olan koy, karada merkeze yakınlığıyla da birçok insan tarafından avantajlı bulunuyor.

Demir Yeri: Sabah erken ya da akşamüstü saatlerde daha çok tercih edilen koy, tam karşısındaki Göcek adasıyla da birçok teknecinin göz bebeği. Adanın çevresinin koruma altındaki deniz çayırlarıyla sarılı olduğunu ve demir atmanın yasak olduğunu hatırlatmakta yarar var. Bu bölgede sadece belediyeyle Turmepa’nın ortak çalışmasıyla yerleştirilen tonozlara bağlanılabiliyor.

Mutlaka Görün: Sığla ağaçlarıyla kaplı bu eşsiz koyun beş girintisini de ayrı ayrı ziyaret edip doğanın keyfini çıkarın.

İncirli Koy

Göcek Limanı’nın ağzında yatan Göcek (Kızlan) adasının doğal bir dalgakıran olduğunu söylemek, yanlış olmaz. Göcek kasabasını çoğu rüzgârdan koruyan bu ada, iki kilometre uzunluğunda olmasına rağmen birçok tenha koyuyla teknecileri şaşırtıyor. Adanın kuzeydoğusunda, fenerin hemen kuzeyinde yer alan İncirli Koy ise bu bölgenin pırıl pırıl denizinin keyfini sürmek için mükemmel bir mevki. Adını koydaki incir ağaçlarından alan İncirli, gezi teknelerinin uğrak noktalarından biri. Kıyısı çakıl bir plaj ve arkası incir ve çam ormanlarıyla dolu olduğu için maviyle yeşilin her tonunu görmek mümkün. Koyda derinlik 15-20 metre arasında değişiyor ve demiri zor tutan bir yapısı var. Ancak, melteme korunaklı olması sebebiyle tekneciler tarafından tercih ediliyor. Koyun bulunduğu nokta, aynı zamanda boğazda olduğu için yazın bir hayli tekne trafiği oluyor. Dikkati elden bırakmamakta fayda var. Adada bulunan tesislerde ise her şeyi bulmak mümkün olduğu gibi deniz taksiler de karaya aralıksız sefer düzenliyor.

Demir Yeri: Bağlanmak için plaja yerleştirilmiş tonozlardan ya da koyun ortasındaki şamandıralardan yararlanılabiliyor.

Mutlaka Görün: Koya adını veren incir ağaçları arasında yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin.

Yassıca Adaları

Göcek Limanı ile Göcek adası arasında kalan irili ufaklı adaların bütününe Yassıca Adaları deniyor. Çok da geniş olmayan bir alan olsa da sığ ya da derin suları ve rüzgârıyla farklılaşan noktalar bulmak mümkün. Hepsinin ortak özelliği ise şahsına münhasır bir doğa manzarasına sahip olmaları. Yassıcaların en büyük adası olan güneyindeki Zeytinli Ada, adını zeytinliklerden alıyor. Zeytinli’nin kuzey yakası barınmak için uygun bir ortam sunuyor. Hemen doğusundaki Şeytanlı Ada ile arasındaki boğazsa oldukça sığ ve taşlık. Burası denizden seyir için uygun olmasa da adanın kuzeyinde barınmak için güzel noktalar bulmak mümkün. Şeytanlı Ada’nın kuzeyinde kalan Büyük Yassıca Adası ile arasındaki geçit ise bir hayli derin. Dar ve uzun bir ada olan Büyük Yassıca’nın doğu yakası düz ve dik kayalık; batı yakası ise ağaçlık ve küçük girintilerle süslü bir yapısı var. Adanın batısı, korunaklı bir yapıya sahip; ancak, doğu yakası tam tersi. Tekneyle seyir için uygun değil. Bu bölgedeki bir diğer güzel nokta ise Kızıl Ada. Büyük Yassıca’nın kuzeyinde konuşlanan ada, her havaya kapalı olduğundan barınmak için güzel bir mevki. Ancak, iki ada arasındaki dar geçit, bir hayli sığlık. Bu yüzden geçiş güvenli bulunmuyor. Yassıca Adaları, yazın tur teknelerinin istisnasız her gün uğradıkları mevkilerden biri. Bu yüzden kalabalıktan kaçmak pek mümkün olmuyor. 

Demir Yeri: Adalar aralarındaki sığlıklara dikkat etmekte fayda var. Bu bölgedeki en güvenli barınma yeri Kızıl Ada çevresi.

Mutlaka Görün: Bir yaz akşamında koya ince bir örtü gibi serilen sessizliği ve ayın ışığıyla oluşan romantik atmosferi mutlaka deneyimleyin.

BLOG

Seyir Öncesi Hazırlıklar

Seyir Öncesi Hazırlıklar

12.08.2022

OKU
Seyir İçin Uzman Görüşü

Seyir İçin Uzman Görüşü

01.08.2022

OKU
Saat Gibi Ekip...

Saat Gibi Ekip...

12.07.2022

OKU