Sıfır Tekne mi İkinci El Tekne mi?
Tekne alırken bir başka konu da satın alacağınız yatı sıfır tekne olarak mı yoksa ikinci el olarak mı tercih edeceğiniz oluyor. Yeni sipariş tekne alabileceğiniz gibi piyasada bulunan pek çok ikinci el motor yat ya da ikinci el yelkenli seçeneklerine de yönelebilirsiniz. Burada seçiminizi etkileyecek faktörler, tekne bütçesi olduğu kadar bekleme süreleri şeklinde de kendini gösterebiliyor. Hatta, günümüzde ikinci el yat ve sıfır yat arasında bütçe açısından öyle büyük uçurumlar olduğu söylenemeyeceğinden, belirleyici unsurun daha çok yeni teknenizi kullanmaya başlamak için ne kadar sabredebileceğiniz olduğu söylenebilir.
“Üç tarafı denizlerle bir ülkeyiz; ama denize sırtımızı dönüyoruz.” klişesinin iyiden iyiye kırılmaya başlayarak, Türk yatçılık camiasının -potansiyelinin altında da olsa- belirgin bir ivme yakaladığı bir dönemde yeni sipariş tekneler, yoğun talep nedeniyle uzunca bekleme süreleri gerektirebiliyor. Artan talep, canlı bir tekne piyasası oluşturarak, tekne yatırımını da cazip kılmanın yanı sıra yeni bir tekne almak isteyenlerin, hemen istedikleri an teknelerini satın alıp kullanmaya başlamalarının önünde de bir engel oluşturuyor. Özellikle dünyaca ünlü saygın markaların, talep ne kadar artarsa artsın yüksek üretim standartlarını koruma gayesiyle üretim kapasitelerini katı bir şekilde sınırlı tutmaları, bu bekleme sürelerini uzatabiliyor.
Bu durum, tekneyi tercih edilir bir yatırım aracı yaparken, ikinci el tekne pazarını da hareketlendiriyor. Çokça seçenek bulunabilen 2. el yat piyasasında güvenilir firmaların portföylerinde gönül rahatlığıyla satın alınabilecek çok iyi kondisyonda tekneler yer alıyor.
Özellikle teknenin bir yatırım aracı hâline gelmesi ve tekne camiasıyla birlikte tekne piyasasının da büyümesi, eski dönemlerin aksine pazarda çok iyi kondisyonlarda genç tekneler bulunması sonucunu doğurdu. Diğer taraftan ve paralel bir gelişme olarak, pandemi döneminde en güvenilir izole yaşam şeklini sunan tekneler, teknede geçirilen süreleri uzattı ve teknede yaşam anlayışını yerleştirdi. Tekne sahipleri, yine pandemiyle birlikte ortaya çıkıp yaygınlaşan uzaktan çalışma, hibrit çalışma gibi yeni çalışma biçimleri doğrultusunda zamanlarının büyük kısmını teknelerinde geçirir hâle geldiler. Bunun sonucunda da teknelerinde daha çok konfor, daha çok alan arar oldular ve daha büyük teknelere yöneldiler. Yeni bir tekne alırken de kendi mevcut teknelerini ikinci el tekne pazarına dâhil ederek, Türkiye’de yepyeni bir ikinci el pazarı profilinin ortaya çıkmasına katkı sağladı. Bu hareketlilik, bir anda güçlü bir devinim hâlini alarak, genel anlamda yat piyasasını hem sıfırda hem de ikinci elde canlandırdı.
Dolayısıyla sıfır teknelerini kullanmaya başlamak için uzun süreler beklemek istemeyen deniz severler, artık güvenilir ve çok iyi durumda 2. el tekneleri satın alıp, hemen denize açılabilme avantajını da değerlendirebilir hâle geldi. Bu arada ikinci el tekneleri de değerlerini koruduğu için teknelerini değiştirme ya da büyütme ihtiyacı hissettikleri zaman yeni sipariş verip, yeni tekneleri gelene kadar kullandıkları teknelerini, yine ikinci el pazarına sokma ve yeni teknelerinin finansmanı için nakde tahvil etme olanaklarına sahip oldular.
Sonuç olarak; “ikinci el tekne mi sıfır tekne mi?” sorunsalı da artık, göreceli olarak kısmen bütçeyle birlikte sadece zamanlamaya bağlı bir tercih hâline geldi. Bir otomobil alırken yapılan 2. el-sıfır tercihinden farkı kalmadı.